Hiç İYİ Olmadı...

Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Yaşadığımız acının tarifi yok. Millet olarak birlik, beraberlik içinde yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz.
Ama biz bir olmaya çalıştıkça, siyaset yine bizi ayrıştırmaya uğraşıyor sanki.
Asrın felaketi bile, siyaset camiasını bir araya getiremedi.
Acı üstünden siyaset yapılmaya çalışıldı. Hem iktidar, hem muhalefet olarak.
Pazartesi’den sonra artık seçim havasına girmeye başlayacağız.
Çünkü; muhalefet hemen seçim olsun derdinde. Yani bu acıda bile koltuk peşinde!
İktidar ise zaten yorgunluk, yıpranmışlık, oy kayıpları derken üstüne bu felaket biraz kafa karışıklığı yaşattı.
Sonuçta çok yüksek oy aldığı bölgeler neredeyse yok oldu.
Çoğu yaşadığı yeri terk etmek zorunda kaldı. Fakat seçimi ertelemeyi düşünmüyorlar.
Ama benim beklediğim atak İyi Parti'den geldi. Zaten aday konusu bir yılan hikayesi olmuştu! Gerçi aday belli idi ama, İYİ Parti, Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını hiç kabul etmedi!
Zaman zaman yaptıkları açıklamalar ile bunu dile getirdiler zaten.
İktidar seçimi ertelemeyecek. Bunu göze alamaz.
Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı çok kararlı. Önünü görmek istiyor!
Muhalefet özellikle İYİ Parti ilk defa seçim kazanmaya bu kadar yaklaşmış durumda gördüğü için kendilerini, kazanılacak aday ile seçime girmek istiyor. Doğal olarak!
CHP kurmayları da, İYİ Parti'nin Sayın Kılıçdaroğlu’nu istemediğini bildiği için, “Masayı dağıtan sokağa çıkamaz” algısı yaratıyor.
Aslında CHP İYİ Parti'yi köşeye sıkıştırıp, seçime de çok az bir süre kaldığı için mecburi kabulleniş yaptırmak istiyor.
Fakat Sayın Akşener Perşembe günü toplanıp bir araya gelecek olmalarına rağmen, zehir zemberek açıklamalar ile seçim öncesi ve sonrası yatırımlarına başladı!
Sayın İmamoğlu davasının üstünden epey zaman geçti. Sayın Kılıçdaroğlu’nun orada olmaması evet çok yanlıştı!
Danışmanların da evet hata vardı. Ama bunu o zaman niye dile getirmeyip, artık aday açıklanma sürecinde konuştu diye düşündü herkes.
Hemen akla masa dağılıyor mu?
İYİ parti Cumhur İttifakı'na mı geçecek?
Soruları geldi akıllara!
Ama işin özü bu değil.
Sayın Akşener, Sayın Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını bildiği için, seçim kaybedilirse de, "ben söyledim, son ana kadar uyardı" diyerek halkın karşında olacak!
İYİ Parti doğal olarak Meclis’te koltuk sayısını yükseltme ve kendince CHP'yi geçme derdinde! Çünkü biliyor ki, İYİ Parti'nin oyu artarak devam ediyor.
Tabi bir de, Selahattin Demirtaş’ın Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemesi, halkın, demek ki 6+1 gerçekmiş düşüncesinden kendini sıyırmak istiyor.
Siyasi akıl ile hareket ediyor yani!
Siyaset böyledir. Bencildir yani "önce benim" der.
Peki seçim öncesi bu durum iyi oldu mu?
Bu çıkış iktidarın elini güçlendirir mi?
Öncelikle dediğim gibi hiç yerinde açıklamalar olmadı.
İktidar bunu çok iyi kullanacak. "Daha masa adayına güvenmiyor, kaybedeceğini biliyor" diyecek haklı olarak.
Masa dağılmayacak!
Sadece İYİ Parti siyasi akıl kullanmaya çalışıyor. Kendince!
Desteklemediği aday için de, nasıl sahalarda oy isteyecek orası da ayrı bir komedi!
Sonuç;
Aday Sayın Kılıçdaroğlu!
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Şimdi İYİ mi oldu?