Bu Kitle imha mı? Kitle ihya mı?

Süt tozu kullanımının kötü kolesterolü tetiklediğinden ve bu kötü kolesterolün insana verdiği zararlardan bahsetmeye bile gerek duymuyorum.

Süt tozunun içinde bulunan maddelerin hayatı, kısaca duyduklarını, gördüklerini şeker gibi algılamaya neden olduğu söylenir...

Marshall tozunun İçindekiler:

Süt tozunun içinde bulunan bazı maddeler de ciddi hastalıklara neden oluyor. İşte süt tozunun içinde yer alan ve ciddi zararlara yol açan o maddeler,
Karaciğer başta olmak üzere;
1. Katı mısır şurubu şeker hastalığına yol açıyor
2. İşlenmişse ki, işlem gören adına şeker denilen madde bağımlılık yapıyor
3. Dipotasyum fosfat birçok hastalığa gebedir de
4. Sodyum aluminosillicate komplikasyonlara yol açıyor
5. Melamin kansere yol açıyor (onkoloji servislerinde çoğu zaman hastaya yer bulunamadığı da oluyor)

İşte!
50’li, 60’lı yıllarda, gıda desteği adı altında, Marshall Planı kapsamında ülkemize sokularak tüm ülke geneline dağıtılan süt tozu, köy okullarında çocuklara zorunlu olarak içirilmişti…

Ülkemizde hayvancılık yapan, et’i sütü bol olan köy halkının, misafirine bile büyük baş hayvanı ikram etmekten imtina etmeyen bu hanelerin çocuklarına bile süt tozu içirilmişti..!

Balıkçılık yaparak hayatını sürdüren sahil kasabası sakinlerine deniz görmemiş bölgelerde havuzlarda yetiştirilen balıkları yine bizim insanımızın sofralarına servis etmeye benzer bir durum...

*

Onkoloji hem can’a hem mal’a ağırdır!
Yine, 2019 yılı dünya reçeteli ilaç satışları incelendiğinde; onkoloji, anti-diyabetikler, immünosupresanlar, asşılar ve anti-romatiklerin satışlarının önde geldiği görülmektedir.
İhracatın % 80’nine yakını ilk beş ülke tarafından yapılan, başta onkoloji ilacıyla ilk 15 tedavi grubu, toplam ilaç satısşlarının (reçeteli&OTC) % 56,9’unu oluşturmaktadır.

Türkiye’de şeker hastalığının görülme oranı yüzde 14,7’dir.

2014’te diyabetin küresel nüfusa oranı 1980'lerde yüzde 4,7 iken bu rakam 2014 yılında yüzde 8,5'e çıktı.
2014 yılı IDF verilerine göre ise Türkiye’de diyabet görülme oranı yüzde 14,7.
Bu oran 2010 yılında ise yüzde 13,7. Tüm bu veriler diyabet oranının Türkiye’de giderek arttığını gösteriyor.

Bu gidişlede artacak gibi duruyor!

Diyabet demek; tüm hastalıkların kaynağı, ilaç sektörünün hammaddesi Tarım ürünü olduğundan yola çıkarak, en pahalı ilaç listesini onkoloji bölümünü oluşturduğu gibi Tarım ürünlerimizinde aşağı kalır tarafı yok, hani...

Onkoloji bölümü hastaları ya yediklerimizden ya da yiyemediklerimizden kaynaklanan bir alanın adı’dır...

Mesela ilaç sanayisi;
Trademap 2019 yılı verilerine göre, dünya ilaç ithalatı 730 milyar ABD doların üzerindedir.
İlaç ithalatında önde gelen ilk 10 ülke ise toplam ithalat içerisindeki payı % 66'dır.
Türkiye ithalat sıralamasında 22. sırada yer almaktadır.
Her şeyde olduğu gibi ilk onlara girmeyi hedefleyen bir politikamız olmaz inşallah...

Tarımı imha edenler, ne bu dünyada ne de gerçek (ahiret) dünyada ihya olmayacaksınız!!!

Tarımda seferberlik çağrımı yineliyorum!

Açacağınız destek kredilerinde, kriteriniz elleri nasırlı, biraz da beli bıkını yani amiyane tabirle şaftı kaygın (çaresiz) ehliyetli çiftçilerimize verin; verin ki topraklarıyla barışsın ve de süt veren büyük baş hayvanlarını mezbahanelere yok pahasına satmasınlar.

Dinlemez, yapmazsanız bir yıl içinde et, süt ve süt ürünlerini değil raflarda rüyamızda görmek mümkün olmayacak.

Aksi halde sizin ihya değil! İmha üzerine çalıştığınızı düşünüyor olacağım.

Tarımda Kal Türkiyem...