Oldu Olacak..!

Sapla samanın, sütle rakının, yoğurtla ayranın, buğdayla arpanın ayırt edilemediği, sarmaşığa dönen başta ekonomimiz, iç ve dış politikalarımız, ardını arkasını kestiremediğimiz ne menem günler içindeyiz farkında mısınız..?

Hemen her alanda..;

Zihni sinir işleri görüyoruz!

Korsan haber nedir mesela bileniniz var mı?

Hükümetin bakanına, ayaküstü sorulan soruya sinirlendikten hemen sonra aynı salonda aldığı kürsü konuşmasına ekleme yaptığı günleri de gördük sonunda…

Diyorki; “Bunlar korsan gazeteci(!)”

Bu yüzden tesbih çekeriz, biz..

.... ”Ya Sabır” dır.

Konumuz bu değil!

*

Bundan önceki yazımda Millet İttifakı'nın genel başkanı, ana muhalefet partisi CHP’nin genel başkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun kurucusu olduğu Millet ittifakı ve seçmenlerine meclis kürsüsünden seslenerek “ister yanımda, ister karşımda olun, yalnız başıma kalsam da tek başıma yürüyeceğim bu yolda..” demişti.

Kimse "sen yürüyemezsin" dememişti ki, hem ne oldu da kürsü konusu yapmıştı ona değinelim; ittifakın çoğunluğu, ağabeylerinin onbirini onüç yapmak, resmi olarak yine başlarında olmasını canı yürekten istiyorlardı.

Sebep bu olabilirdi.

Sonra iyiden iyiye Kılıçdaroğlu'nun ısrarını sürdürdüğünü gördük; bu süreçte ittifakın ha, dağıldı ha dağılacağı konuşulurken, İBB başkanı İmamoğlu’nun Karadeniz hamlesi küçük bir hamle olsa da hem iktidarın hem ittifakın hem de seçmenlerinin dikkatini dağıtmaya yetti…

Belli belirsiz, ittifak üyeleri sahada yapılan anket sıralamasına uymak, halkın tercihine göre aday belirlemek istiyordular; hala netleşen bir şey yok ama yine Kılıçdaroğlu’nun ilk kez Parti bayrağı olmayan, ittifakın yaşadığını gösteren bir mitingden “adayım” dediğini okudum.

Anketlerden haberli olmasına rağmen; ben adayım diyor!

Ee, hakkıdır buna kim ne diyebilirki (de) anlamadığı anlayamadığı ya da anlayıpta işine geldiği gibi işi sürdürmesinden..!

Millet ittifakının akıbetini daha önce (olumsuz) Cumhurbaşkanı aday açıklama sürecinde anlaşmayacaklarından söz etmiş ve yazmıştım!

Türkiye’nin bugünkü genç nüfusuna bakıldığında ne istediğini bilen ve istediğini alana kadar mücadele edebilecek donanımdaki gençlerin beklentilerine rağmen, Kılıçdaroğlu’nun ısrarını şöyle okuyorum..;

İktidarın tabiriyle; zilletle değil! Milletle yapılan anket sonuçlarında birinci sıraya koyduğu ABB başkanı Yavaş’a rağmen eğer ısrar ederse Ki!
Aday olacak, sormazlar mı, adama sen kimin adayısın?!.

"Hem sen kimin değirmenine su taşıyorsun" diye de konuşulursa hiç şaşırmayın(!)

*

Demokrasi ittifakını isteyip kuracak yine halkın ta kendisi olacaktır;

“Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” rejiminin işlevsiz hale geldiğinden bahsedecek ve kazanamayacağını bile bile göre göre adaylıkta ısrar edeceksin..!

Kaç partiden oluşursa oluşsun, kim içeriden, kim dışarıdan destek verirse versin, küçük hesapları bir kenara bırakmalı, ülkeyi bu iktidardan kurtarmalıyız diyorsun ya, bu sözüne de inanmıyorum..

Oldu olacak!

Canan hanımı CHP’nin başına getirin, sen de, millet de kurtulsun bu kısır döngüden...

Eğer bu ülkeyi içinde bulunduğu Dar Boğaz’dan kurtarmak istiyorsanız, biran önce adayınızı açıklamalısınız aksi düşünmeye, gelecek seçimleri (AK Parti)’nin ezici çoğunlukla kazanacağından adım kadar da eminim...