Geri

Seferberlik öncesi özerklik şart!

Tarımda seferberlik hazırlıklarına başlayalım artık! Çünkü yarın çok geç olabilir!

09:17:20 | 2022-05-12
Recep SÖYLEMEZ
Recep SÖYLEMEZ      gazeteekip55@gmail.com
Köşe Yazısını Sesli Dinle

1961 Anayasası’nın Türk hukuk hayatına bir çok yenilik getirdiği bilinen bir gerçektir...

*

“Tarım alanlarının yeniliğe (tarım elleçleme araç gereçleri vb.) açılmış olması, sürdürülebilir kalkınma ve yatırım modellerinin uygulanması, ekipmanların değişmesiyle olmazmış ve ne yazık ki birileri bize bunun böyle olduğunu söylememiş.. veyahutta öğretmemiş”(..,)

İşin sermayesi maneviyatımızdan bir gram kaybetmemişiz ama maddiyat kısmı kurtçuk misali yemiş bitirmiş sektör temsilcilerimizi...

*

... O’ yıllarda, Devlet bünyesinde özerk kuruluşların yarat­ılmış olmasının, önceden olduğu gibi bundan sonra da Anayasamız için sorun oluşturacağını düşünmediğim için, Tarım ve Hayvancılık işlerimiz adına bir öneride bulunmak istiyorum.

Bir çok örnek gösterebilirim; iktidarların müdahale etmesi söz konusu bile olmayan; olmaları da mümkün olmayan en gözde ve güzide kuruluşlarımızdan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), banknot ihraç eden, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nin para ve kredi politikasını yürüten, veznedarlık görevini üstlenmiş ve devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan yasal olarak bağımsız bir ekonomik kuruluştur, mudur(?

Politik müdahalelerin olmasına rağmen ben yine de
...Evet, bağımsız bir kuruluştur diyorum.

Bu görev tanımından yola çıkarak, Tarım ki, domino etkisi yaratan, üzerinde hassasiyetle durulup, takip edilmesi gereken, bir hükümet sorunu değil, bizatihi devletin sorunu ve konusudur.

Entegre bakış açısı ve orta-uzun vadeli reform politikalarının eksikliği nedeniyle, geleceğin en stratejik alanlarından birisini, yelkensiz bir gemi misali bir yerden başka bir yere sürükleyip durduk..!

Kaçınılmaz sonuç;
Gemi radarda kayboldu...

Bulabilene aşkolsun...

Tarımımızla ilgili kronik sorunlara kalıcı çözümler bulmadığımız sürece tarım, hayvancılık ve gıda sektörüne yönelik tartışmalar yıllar boyu sürecek; zira tartışmalar ( sözlü) çırpınmalar (fiziki) önceden olduğu gibi yok olup gidecek..

Olan, adeta varlık içinde yokluk çeken yerli üreticisinden tüketicisine kısaca 80 milyon nüfuslu ülkemize ve de Tarım ürünleri ihraç edilen ülkelerin insanına olacaktır.

Gelin, ne içeride kendi insanımızın, ne dışarıda, ne Anakara ve Denizaşırı ülke insanlarının, ne de toprağımızın ve dilsiz hayvanlarımızın gözünde itibarımızı daha da düşürmeyelim.

Tarım ve Hayvancılık sektöründe bir milat gerçekleştirelim ve özerk bir statüye kavuşturalım.

Kutsal bildiğim Tarım işlerimizi...

“İktidarların değil, devletimizin sorumluluğuna verelim.”

Tıpkı üniversitelerimiz, Merkez bankamız ve Radyo Televizyon Kurumumuz gibi bağımsız bir temel üzerine inşaa edelim.

Şimdi buradan hükümete bir öneride bulunmak istiyorum.

“Tarım ve Hayvancılık sektörünün, politik kulvarlarınızdan artık azledilmesi gerekliliği elzemdir!..”

Tıpkı merkez bankamız ve diğer bağımsız kuruluşlar gibi; (merkez bankası ve diğerleri bağımsız mı? Diye düşündüğünüzü hissettim) tarım ve Hayvancılık alanında liyakatsız bir sineğin, o bahçeden diğerine uçtuğundan bile haberdar olacaksınız!

Daha ötesi var mı?

Öncelikli olarak, kutsalımız olan İnsan kaynaklarımızı ve toprağımızı, tarım teknolojileriyle birleştirip seferberlik talebimizi yineliyorum.

Öküzümüzün bedduası bize ders olsun!

Batan gemiyi bulmak zordur. Tren öyle değil...

“Öküzün trene baktığı gibi “ deyimini unutalım, unutturalım.

Uçağın, tır ve kamyonun ve hatta gemilerin öküzümüze gıpta ile baktıracağımız günleri tarihe geçirmek zor değil..

Tarımda seferberlik hazırlıklarına başlayalım artık! Çünkü yarın çok geç olabilir!

Tarımla kalın, tarımda kalın…

 


recep söylemeztarımtarım bakanlığı